

Yaşama Sanatla iz bırakın
Daha çok el yazması kitaplarda ışık, gölge ve boyut verilmeden metni açıklamak,
konuyu ve ayrıntılarını betimlemek için çizilen minyatürü,
Türkler Orta Asya'da Uygur'lardan öğrendiler.
IX-XII. yy.'lar tarihlenen Orta Asya'da Turfan, Kızıl, Kuça gibi Türk Şehirlerinde
Budizm ve Mani dini etkisinde oluşan
Türk Minyatürü, Anadolu'ya kadar süren göç sırasında zenginleşerek gelişti.
Osmanlı döneminde doruğa ulaşan bu sanat Orta Asya'dan Anadolu 'ya çeşitli uygarlıkların
etkisinde ilginç bir süreç yaşadı Türk Minyatüründe tipler, portreler genellikle yuvarlak yüzlü ve çekik gözlü çizilir.
Bu tipleme doğrudan Uygur resminin etkisini gösterir.
İran minyatüründe de benzer tiplemelerin görülmesi, İran minyatürü üzerinde Türk etkisiyle açıklanır.
Gerçekten de Abbasiler döneminde, Abbasi ordusunda görev alan Türk ordusu için kurulan
Samera kentinde güçlü bir resim okulu doğmuştur, buradan
İran sanatını etkileyen usta sanatçılar yetiştirmiştir.
Selçukluların, Bağdat'ta kurduklar minyatür okulu da İran ve doğu minyatürünü etkilemeyi sürdürmüştür.
Moğol istilasından sonra Timurluların, oradan da Babür İmparatorluğunun egemenlik alanlarında
minyatür sanatının çeşitlenmesi ve zenginleşmesi,
Anadolu'da Selçıklular, Beylikler v e Osmanlılarla gerçekleşmiştir.
İslam minyatürü içinde Türk etkisi, Arap ve Hint minyatüründen daha güçlüdür.
Türklerin Anadolu'ya yerleşmeleriyle birlikte Helenistik ve Bizans kültürüyle tanışma,
Yunanca ve Latince eserlerin çevrilerek resimlenmesi,
minyatürün konusun u ve anlatım üslubunu zenginleştirmiştir.
Uygur resminin etkisiyle başlayan Türk minyatür sanatı XII. Yy'dan XVIII.yy'la kadar
Doğu resminde çok önemli bir yer edindi.